• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Haydar Ağa ve Köybaşı

Köy başı Çayören köyünün batısında adından da anlaşılacağı üzere köyün başında sıra kayaların üzerinde eski şehir kalelerine benzeyen bir tepedir.

 

Köy başını sıradan tepelerden ayıran özellik. Devasa kayaların sur duvarları gibi dik olarak köyün üzerinde yükselmesidir. Bu sıra kayalar aslında yalnız köy başından ibaret değildir. Bunlar Palha’dan gelen ulu derenin gürüz dediğimiz mevkideki kenarından başlar sarıca kollardan, çöğürlünün tepeden susuzların ve balık önünün üzerinden devam edip köy başının altında en görkemli hali ile ortaya çıkan sarı kayalar silsilesidir.  Tabii ki burada bitmez. Köy başından acı armut ve Hıdır peğinden Araplı’nın karşısına asmalara geçer. Öte geçeler den sellüğe doğru devam eden çok uzun bir damardır. Yer yer toprak altında kaybolan bu damarın çomovun koruda bile toprak üstüne çıkan kolları vardır. Hatta Ataş Cafer çomovun korudaki bu taş ocağından sökerek köyde çok görkemli bir bina inşa etmiştir.

 

Bu sıra kayalar silsilesinin köyün üzerindeki görüntüsünü görkemli kılan Haydar ağa olmuştur.

 

Önce haydar ağanın kimliğine bakalım. Haydar ağa Şeyhoğlu  ( haceygil – ğaburo gil ) sülalesinden Ğozovun Satı’nın ( Cuma uçan, Sadık uçan ve Hatice Kater’in Anneannelerinin ) babasıdır. Haydar ağanın oğlu olmadığından kızı satıya Hassık Hüseyin i içgüveysi almıştır. Satının da iki kızı olmuş. Elif ( ğarey ) Köseli Sato ile evlenmiş.  İkinci kızı Yeter ( yetik ) e Ahmet uçan ( güdük )  içgüveysi almıştır. Yetiğin çocukları Camal, Hatice ve Sadık tır. Yani haydar ağanın ocağını bunlar devam ettirmişlerdir.

 

Haydar ağanın köy başındaki kayaların arasında insanın dahi zor geçebildiği bahçe yeri varmış. Gözü ağma olmasına rağmen bu kayaların arasındaki boşlukları kale surları gibi tek tek taş duvarlarla birleştirerek üzerinde eski deyimle bir evlek. Metre hesabı ile 10 metre genişliğinde uzunca bir bahçe oluşturmuştur. Yaşlı ve gözü görmediğinden genelde duvarları küçük taşlarla örmüş. Aralarına hatıl dediğimiz keresteler koymuştur. Takribi 1850 ile 1930 yılları arasında yapılan bu duvarlar kışa kara rağmen bu gün dahi ayaktadır. Surların uç kısımlarına üzüm asmaları dikip surlardan sarkıtmıştır. Hala bu asmalar 40 yıllık bakımsızlığına rağmen görüntüsünü devam ettirmektedir. Derler ki Haydar Ağa gözü görmediği halde her gün bu surların en uçlarında tamir ve fidan dikimleri ile uğraşırmış. Yine bir yaz günü bu surların ucunda çalışırken nasıl olmuşsa 10 – 15 metreden tepe üstü yere düşerek beyninin dağılması sebebi ile hayata gözlerini yummuştur.

 

Bu haydar ağa yaşamı döneminde köyün bilgelerindenmiş. Alevi inancına göre BABA İMİŞ. TARIK ONUN EVİNDE MUHAVAZA EDİLİRMİŞ.  Bu nedenle ermiş gözü ile bakılırmış. Herkes sıkıntıda kaldığında haydar ağadan himmet istermiş. Bir gün bina yapan birinin Büyük ardıç veya Selvi ağacından 10 metrelik ok unu damın üzerine çıkarmak için köyün güçlü insanları toplanmış. Ama yer yüksek ok çok ağır olduğundan bir türlü yerine kaldıramıyorlarmış. Haydar ağa oradan geçerken durumu fark etmiş. Uşaklar bende yardım edeyim deyip elini okun üzerine koymuş. Haydı kaldırın deyince hep birden kuvvet verdiklerinde oku kolayca kaldırıp yerine yerleştirmişler. Tabii haydar ağanın elinin değdiği işler böyle kolay ve hayırlı olurmuş.  Köyün arıcısı balcısı imiş. O günün koşullarında gözü görmediği halde arıları çok verimli olurmuş.

 

Sözün özü Çayören köyüne gidenler köyün üst tarafındaki kale duvarı gibi kayalık ve araları örülü surları iyice incelediğinde gözü görmediği halde bu eseri yaratan haydar ağayı daha iyi tanımış olacaklardır.



Murat Uçan
Okunma Sayısı: 382


18.117.9.138








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Divriği Çayören Köyü Yardımlaşma Derneği

© Copyright 2021  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top