• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
BAŞLAMAK

1500 yıllarında, devletten uzak, dağların ötesinde, Uludere vadisi üstünde ve üç derenin birleşim noktasında kurulan Pütğe köyü. İsmi sonradan değiştirilmiş olsa da, Çayören köyü, ismini aynı sıcaklıkta hemen içselleştirmişizdir. Pütğe köyü karasal iklimi, kıraç verimsiz toprağıyla bir avuç insana ekmek kapısı olmuştur. Atalarımız göçebe yaşamından, tarımla uğrasan yerleşik hayata geçmişlerdir. Verilen çaba, çekilen çileler karşılığında geçinmekte zorlanmışlardır. Ekilen kadarını veremeyen topraklar üzerinde, uzun süre direnilmiştir. Köy halkının topyekûn dayanışması sayesinde günümüze kadar yaşamaya devam etmişlerdir. Havası ve suyu yüzü hürmetine, çekilen geçim zorluklarına katlanılmış, ev-bark ve aile kurmayı başarmışlardır. Köyümüzde yakın zamanlara kadar okuma yazma oranı çok azdır. Babam ve arkadaşları, okuma yazmayı, o dönem asker ocağın da (4 yıl ) öğrenmiş oldukları kayıtlarda vardır. Yöre halkı kendi, hukukunu, kendi iç dinamikleriyle sağlamışlardır. Dönemin Osmanlı devleti topluma ümmet, insana kul anlayışıyla bakması, yaşam şartlarına bakılmaksızın halktan vergi toplamış, insanları’da silahaltına alıp, savaş alanlarında kullanmıştır Ne zaman ki Gazi Mustafa Kemal önderliğinde kurulan Cumhuriyet rejimi ile iklim değişmiş, “Yurtta barış cihanda barış” ilkesiyle, yurttaş-birey ve millet olma bilinci gelişmeye başlamıştır. Değişim tüm Anadolu topraklarına yayılmış ve insanlar özgür olarak, ekmeğini kazanacağı şehirlere dağılmaya başlamışlardır. Cumhuriyet rejimi ile 1938-1940 arası Pütğe köyü ilkokuluna kavuşmuştur. Benim dönemim deki arkadaşlarım 1960 yıllarında bu köy okulunda derslere başladık. Her taraf kar altında ve soğuk olmasına rağmen coşkuyla okula giderdik. Yalnız zorlu bir durum vardı, sırayla okula odun taşımak. Ders sınıfı ve öğretmen odasının ısınması zorunlu görevdi. Devlet kendi görevini biz öğrencilerin omuzuna yüklemişti.

Ayrıca okulla beraber hayat kendi akışında devam ediyordu. Anamda köy işlerini yapmam için, direktiflerini basamak basamak zorlaştırarak, görevler vermeye devam ediyordu. Bu görevler yaylada çobanlık, tarlada çalışmak ekin biçmek. Çayırda tırpan çalmak, harmanda düven dövmek, değirmende un elde etmek gibi. Anamın zorlaştırarak yaptırdığı köy işleri, bir okul eğitimi kadar değerliydi, Rahat uyusun. Sanki: küçük bir köy enstitülüsü gibiydi. Bu süreçlerde okulumuza öğretmen "REYMAN SOMER, gelmişti. Çok değerli bir insandı, saygıyla anıyorum, Bizleri okulu bitirme zamanı, babalarımızı ikna ederek, imkânı olan arkadaşları DİVRİGİ NURİ DEMİRAĞ ORTAOKULU ile buluşturdu, iyi şans yakalamıştık. Köyden bu dört arkadaşa eğitim öğretim için yeni bir pencere açılmıştı. Ortaokula gidişimizi, dağlardan yaya olarak Gadar Süleyman getirdi. İlk fotoğraf çekilmem, ilk sinemada filim seyretmem ve köy dışında ilk arkadaşlarla tanışmam burada başlamıştır, ilk kez gazete okumaya burada başladım. O dönemde gazetede Çetin Altan şu bilgiyi yazıyordu! Ülkemizde “Tüm insanların bir mesleği olması şarttır” ve devam ediyordu hükümetler gelir-giderlerini halka açıklamalıdır ve. "Askeri harcamalarının Sorgulanması şarttır” diyordu. Daha sonra okuyorum, gazeteci milletvekili olan (İ.P) Çetin Altan bu konuları mecliste açıklarken tartaklanmış, sonrada hapse gönderilmişti. Orta Okuldan mezun olan arkadaşlara Sivas, Ankara ve İstanbul yolu açıldı. Ve ben İstanbul’da Pertevniyal Lisesinde başlamıştım. Ders bitimi öğle saati, kitaplarım elimde, Laleliye doğru çıkıyorum. Yer Beyazıt Meydanı, İstanbul Üniversitesi önü öğrenci dolu. Çok kalabalık. Hoparlörden yükselen ses "tam bağımsız Türkiye -Özgürlük, Demokrasi-işçi hakları istiyoruz, diyor her taraf inliyordu. Az geçmeden ortalık karışıyor, çil yavrusu gibi dağılıyordu. Olanlar çok acıydı. Ertesi gün gazete okuyor um.0 konuşan genç öğrenci Deniz Gezmiş idi. Toprağı bol olsun. Lise bitimi bu dört arkadaş yine İstanbul’da buluşmuştuk. Vakit buldukça buluşur, görüşür, sorunlarımızı birlikte konuşurduk. Tam bu dönemlerde de köylülerimiz ailece Büyükşehirlere göçe başlamışlardı. Çünkü ektiği kadarım biçemiyor, fakirleşiyorlardı.

Tam da bu yıllarda bizler liseyi bitirmiş, üniversite tahsili başlamıştı. Her birimiz hem iş alanında çalışıyor, hem de ayrı branş da eğitimlerimizi tamamlamaya çalışıyorduk. Köyümüze dernek kurmayı konuşuyoruz. Köyün ileri gelenleri ile görüşüyor, verilen desteklerle kararımız netleşiyordu. Üç yıl Mücadele sonucu 1975 yılında "ÇAYÖREN KÖYÜ KALKINDIRMA VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ resmen kurulmuş oldu. Hayalimiz gerçek oldu. Kurulan dernek kiralanan lokalinde üye kayıtlarıyla işe başladı. Hafta sonları üyelerimiz burada buluşup, köy ve bireysel sorunlar konuşulurdu. Örneğin, Köyden gelen ailelerin şehir hayatında karşılaştıkları zorluk ve çözümleri, yardımlaşma konusu ve çalışan gençlerimizin sigortalı olmalarına dair bilgilendirmeler yapılırdı. Daha sonraları dernek başkan ve yönetimlerin verimli çalışmaları sonucu, şu anki dernek Lokalimizin mülkü satın alındı. Başarılı işti. Bu başarılı çalışmalar sonucu, köyümüz yararına ortaya konan eylem ve çözümleri bir bir hayata geçirilmiştir.

 

Bunlardan bazıları şu şekildeydi.

 

  • Okulun yenilenmesi, yemekhane ve tuvaletlerin yapılması.
  • Demek, Muhtarlık ve Belediye ile evlere musluklardan su bağlanması.
  • Köyün kanalizasyon ve çöp toplama sorunlarına çözüm bulunması.
  • Dernek Devlet kurumları çalışma sonucu evlere elektrik bağlanması.
  • Elektrik gelince çatılara kurulan güneş panelinden Sıcak su alınması.
  • Çabalar sonucu Divriği, Demirli Arapkir şose yolunun yapılması.
  • Köy içi sokakları kilit taşı yapımı ile düzgün hale gelmesi.
  • Köyümüzde bal ormanı gibi verimli bir yatırımın gerçekleşmesi.
  • Köye fayda sağlayacak Katırlı ve Kızıl pınar yollarının açılması.

 

Bu gerçekleşmiş pozitif olgular sonucu köyde yaşayan komşularımızın yaşam kalitesi biraz olsun iyileştirilmiş oldu. Tüm bu rasyonel akılcı eylemleri hayata geçiren dernek başkanlarımıza teşekkür ederiz. Tabi ki daha iyi ve daha rahat yaşam için çabalamamız şarttır.

 

Derneğimiz bu başarılarıyla iyi bir ivme yakalamıştı. Bu rasyonel gelişmeler, köy ve şehirde yaşayan komşularımızın çocuklarına iyi yönde yansımıştır. 1970 yıllarından sonraki nesil çocuklarımızın çoğunluğu yüksekokullarla buluşturulmuştur. Bunun sonucunda çeşitli meslek dallarından eğitimli insan kaynağına sahip olunmuştur. Gurur tablosudur. Geldiğimiz bu noktada derneğimiz kendini güncellemelidir. İşlere, onları da dâhil ederek ve bilgilerinden yararlana bilecek ortamı sağlamak olmalıdır. Zamanın ruhuna uygun olarak, pozitif yönde, daha aktif, daha verimli çalışmalar yapılır. Yeni dernek yönetimi ve Yönetim başkanı Sayın Haydar Solmaz'a başarılar dilerim. Köy halkımızın daha rahat bir hayat sürmesi çabasında yarışır ve sorunları çözersiniz. Kanımca Bal ormanı arıcılıkta bizlere rehber olacaktır. Köyde yaşayan insanlarımız bağ-bahçe ve bostan yapımında daha düzenli, kurala uygun çalışarak verimli ürün almalıdır. Ağaç yetiştirmede, ziraat la işbirliği yapmalı ve tüm meyve ağaçları aşılanmalıdır. Araştırıp hangi cins meyvelerden verim alınıyorsa, o cins fidanlar dikilmelidir. Uludere çok kirlenmiş (simsiyah-Zehir akıyor) ve suyu azalmış, Bu ulu dere üzerinde kurulu tüm köy halklarına (Palha başta) ikazlarda bulunup, yetkili kurumlarla çare aramak şarttır. Köyümüz dünyadaki olumsuz iklim değişikliğinden etkilenmiştir. Su kaynaklarımız azalmıştır, Sulama sistemine Çözüm aranmalıdır. Kanalizasyon toplanma yerlerini ıslah ederek, ağır kokuyu önlemek. Çöp toplama alanlarını temiz tutmak için, konteynerlere çöpleri doğru biçimde atmak gerekir. Toplanan çöpleri, Belediyenin toplama yerlerine alıp götürmesi için talep de bulunulması, çare aranması umudumuzdur.

 

Herkese sağlıklı yaşam dilerim.

 

Ali Haydar Kater.



Ali Haydar Kater
Okunma Sayısı: 329


3.138.181.145








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Divriği Çayören Köyü Yardımlaşma Derneği

© Copyright 2021  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top